Çocuklarda Yeni ve Eski Alışkanlıklar
- Ekrem Başarı

- 6 Eki
- 2 dakikada okunur
Çocukların gelişiminde alışkanlıklar, karakterin yapı taşları gibidir. Yeni alışkanlıklar çocukların yapmaya çalıştığı şeylerdir, eski alışkanlıklar ise artık kim olduklarının bir parçası haline gelmiştir.

Örneğin; çocuğunuzun bir sabah erken kalkması “yeni bir alışkanlık denemesi”dir. Ama her sabah doğal bir şekilde erken kalkan bir çocuk haline gelmişse, bu artık “eski bir alışkanlık” olmuştur. Aynı şekilde, bazen sebze yemekle “sağlıklı beslenen bir çocuk olmak” arasında büyük fark vardır.
Bir alışkanlığın kalıcı hale gelmesi zaman alır. Çocuk, yeni bir davranışı tekrar ettikçe bu davranış beyinde otomatik hale gelir, tıpkı diş fırçalamayı hatırlatmadan yapmaya başlaması gibi. İşte bu noktada o alışkanlık, çocuğun karakterine yerleşmiş olur.
Bu süreçte ebeveynin rolü çok önemlidir. Çünkü her yeni alışkanlık çocuğun iradesini zorlar; aynı anda birden fazla yeni alışkanlığı yerleştirmeye çalışmak çocuğu yorabilir.
En sağlıklı yol, bir davranışın doğal hale gelmesini beklemek, sonra yeni bir alışkanlığa geçmektir.
Kısacası, çocuk gelişiminde en etkili strateji şudur:
Yeni alışkanlıkları küçük adımlarla başlatın, sabırla sürdürün, eski alışkanlıklara dönüştüğünde kutlayın.
Böylece çocuğunuzun karakterinde kalıcı ve olumlu bir değişim sağlamış olursunuz.
Çocuk Gelişiminde Uzun Vadeli Düşünmek
Çocukların gelişiminde alışkanlıkların gücü, kısa vadede değil, uzun vadede ortaya çıkar. Bir çocuğun bir gün ders çalışmaması, sebze yememesi ya da ödevini unutması büyük bir sorun değildir. Ama bu davranış tekrarlandığında, farkında olmadan olumsuz bir alışkanlık haline gelir. Aynı şekilde, bir kez kitap okumak ya da bir kez teşekkür etmek de çocuğu hemen değiştirmez, ama her gün tekrarlandığında, karakterinin doğal bir parçası haline gelir.
Küçük davranışların yıllar içinde birikmesi, çocuk gelişiminde en güçlü etkiyi yaratır. Bu yüzden ebeveynler olarak, bir günün değil, yılların toplamına odaklanmak gerekir. Bir çocuğun günlük alışkanlıkları, nasıl konuştuğu, nasıl beslendiği, nasıl dinlendiği, onun gelecekteki sağlığı, mutluluğu ve başarı kapasitesi üzerinde belirleyicidir.
Kısa vadeli düşünme, çoğu zaman “bugün hemen sonuç alalım” isteğini doğurur:
“Bu hafta testlerden yüksek alsın.”
“Bugün çok çalışsın.”
“Hemen düzelsin.”
Ama gelişim bir maratondur, sprint değil. Aşırı baskı ya da yoğunluk, çocukta motivasyon düşüklüğü, kaygı veya yorgunluk yaratabilir.
Uzun vadeli düşünmek demek, şunu sormaktır:
“Bu davranış, çocuğumun gelecekteki benliğine nasıl katkı sağlıyor?”
Her yıl küçük de olsa olumlu bir değişim yaratan alışkanlıklar, zamanla çocuğun kimliğini şekillendirir. Çünkü asıl hedef, çocuğun daha çok şey yapması değil, doğru alışkanlıkları doğal biçimde sürdürmesidir.
Ekrem BAŞARI



Yorumlar