top of page

Çocukta Hata Yapma Korkusu Nedir?: Evde ve Okulda Hata Toleransı Geliştirmek


“Hiç hata yapmayan kişi, muhtemelen hiçbir şey yapmıyordur.”

Çocuklarımızdan cesur olmalarını, denemekten korkmamalarını, zorluklarla karşılaştıklarında pes etmemelerini isteriz. Ama çoğu zaman fark etmeden onlara tam tersini öğretiriz.


Her zaman kolay yolu seçer.


İlk zorlandığında bırakır.


Bir sınavdan düşük not aldığında dünyası yıkılır. Tanıdık geldi mi?


ree

Neden Çocuklar Hata Yapmaktan Korkar?


Birçok öğrenci için okul, sadece öğrenme değil; aynı zamanda yargılanma yeridir. Her gün test edilirler, notlarla ölçülürler, bazen de sınıfın ortasında “yanlış” yaptıkları için utanırlar. Bu kırılganlık hissi çoğu zaman eve kadar uzanır. Özellikle de ebeveynler “mükemmelliğe” çok değer veriyorsa.


Niyetimiz iyi olsa da çocuklar çoğu zaman şunu hisseder:

“Hata yaparsam sevgiyi, değeri, takdiri kaybederim.”

Oysa bir ebeveyn asla böyle olsun istemez.


İyi haber şu:


Bu döngüyü kırmak mümkün. Risk toleranslı bir ev ve sınıf kültürü yaratmak bizim elimizde.
ree

Hataların Gücü: Öğrenmenin En Gerçek Yolu



Çoğu çocuk “hata yapmaktan” nefret eder, özellikle de başkalarının önünde.


6. sınıf bir kız öğrencimiz şöyle anlatıyor:

"İnsanların önünde yapmak istemezdim. Çünkü hata yaptığımda bunu yüzüme vuruyorlar ve küçük düşürüyorlar. Bu çok utanç verici. Bazen anlamadığımı fark ettiklerinde 'Bu kadar basit bir şeyi nasıl anlamıyorsun?' diyorlar. Kendimi aptal gibi hissediyorum."

Kızımızın sorunu zor problemi çözmek değil, utanç ve yetersizlik hissiyle başa çıkamamak. Yani mesele hata değil, hata yapma duygusu.



“İnsanlar hata yaptıklarında cezalandırılmayacaklarını bildiklerinde, daha yaratıcı ve üretken hale gelirler.”


ree

Evde ve Okulda Risk Toleransı Nasıl Geliştirilir?


1. Hataları “öğrenme fırsatı” olarak kutlayın


Hata yapmak öğrenmenin bir parçasıdır. Bir çocuğun hiç hata yapmadan öğrenmesi, yüzmeden yüzme öğrenmeye çalışmak gibidir.


  • Evde ve sınıfta hataları “kayıp” değil “keşif” olarak görün.

  • “Bu hatadan ne öğrendik?” diye sorun.

  • Öğrencilerden haftanın “en iyi hatasını” paylaşmalarını isteyin.

  • Mizah kullanın! Bir öğretmenim masasının üstünde “BÜYÜK HATALAR İÇİN” yazan pembe bir silgi bulunduruyordu. Çocuklar bunu çok seviyordu.


“Çocuğunuzun duygularını tanımasına yardımcı olun. ‘Bu seni zorladı, ama denemeye devam ettin’ gibi ifadeler duygusal düzenlemeyi güçlendirir.”


Sık sık yazılarımda ele aldığım "Büyüme zihniyeti (growth mindset)", hata yapmayı değil, hata üzerinden öğrenmeyi teşvik eder.


ree

2. Çocukları kendi öğrenmelerinin sahibi yapın


Çocuklar sadece “kaç aldıklarını” değil, nasıl öğrendiklerini düşünmeliler.


Sorularınızı değiştirin:


❌ “Testten kaç aldın?”


✅ “Hazırlanırken ne işe yaradı?

Nerede takıldın?

Ne öğrendin?”


Bu tür sorular, çocukların öğrenme sürecini sahiplenmesini sağlar ve öz değerlendirme becerilerini geliştirir. Yani başarı artık dışarıdan gelen bir not değil, içeriden gelen bir farkındalık olur.


3. Gelişim odaklı geri bildirim verin

Birçok ebeveyn farkında olmadan çocuğuna şunu öğretir:

“Sen değerlisin, çünkü başarılısın.”

Ama bu çocuk için tehlikelidir. Çünkü bir gün başarılı olamadığında, kendi değerini sorgular.


Bu yüzden kişiyi değil, çabayı ve stratejiyi övün:

  • “Ne kadar akıllısın” yerine “Bu problemi çözmek için harika bir yöntem bulmuşsun.”

  • “Çok yeteneklisin” yerine “Bu kadar uzun süre denemeye devam etmen etkileyici.”


“Çocuğunuzun duygularını tanımasına yardımcı olun. ‘Bu seni zorladı, ama denemeye devam ettin’ gibi ifadeler duygusal düzenlemeyi güçlendirir.”


Başarı değil, azim hedef olmalı.



4. Destekleyici bir akran kültürü oluşturun


Sözlerini paylaştığım kızımızın arkadaşları ona “nasıl anlamıyorsun” demese, belki o problemi çözmeye cesaret edebilirdi. Bu yüzden akran kültürü çok güçlü bir faktördür.


  • Asla bir çocuğu başkalarının önünde azarlamayın ya da utandırmayın.

  • Performans yerine işbirliği ve nezaketi ödüllendirin.

  • “En yüksek not” değil, “en çok çabalayan” çocuk alkışlansın.

  • Empatiyi modelleyin: “Sence arkadaşın o durumda nasıl hissetmiştir?” gibi sorularla farkındalık kazandırın.


Ve en önemlisi: çocukları birbirleriyle kıyaslamayın. Kıyaslandığında biri “yeterince iyi değilim” hissine kapılır, diğeri ise “ben zaten iyiyim” diye gelişmeyi bırakır.


ree

Zorluklara Açık Bir Kültür Zamanla Büyür


Hata toleransı, bir günde oluşmaz. Özellikle çocuk, kolay övgülere alıştıysa veya mükemmel olmanın değerli olduğuna inandıysa, bu sürece direnç gösterebilir.

Ama siz sabırla bu yaklaşımı sürdürürseniz, bir süre sonra çocuklarınızda şu değişimleri görürsünüz:


  • Hata yapmaktan korkmayan,

  • Zorlandığında pes etmeyen,

  • Başkalarına destek olan,

  • Öğrenmeyi seven bireyler.


Ve işte o zaman, gerçekten “öğrenen” bir kültür kurmuş olursunuz.


Evde veya sınıfta risk toleransı geliştirmek için siz neler yapıyorsunuz?


Ekrem BAŞARI

Eğitim DANIŞMANI

 
 
 

Yorumlar


bottom of page