Başarı Şans mı, Çok Çalışma mı? Egocentric Bias ve Şansın Rolü
- Ekrem Başarı

- 12 Tem
- 3 dakikada okunur
COVID-19 karantinası sırasında gündeme oturan "Erkeklerin neredeyse yarısı ev işlerinin çoğunu yaptığını söylüyor, kadınların sadece yüzde üçü katılıyor" gibi başlıklar, egocentric bias'ın, yani çoğu insanın işin çoğunu kendisinin yaptığını düşünme eğiliminin harika bir örneğidir. Bu önyargı, sadece ev işlerinde değil, ortak yazılan makalelerde veya ev işlerinde de kendini gösterir; insanlar kendi katkılarını abartma ve başkalarınınkini küçümseme eğilimindedir. Bu durum, başarımızdaki şansın rolünü hafife almamıza neden olabilir.
Şansın Göz Ardı Edilen Gücü: Hokey Oyuncuları ve Doğum Tarihleri
Başarıda şansın ne kadar büyük bir rol oynadığını anlamak için hokey oyuncularını ele alalım. Profesyonel bir hokey oyuncusuna NHL'e nasıl ulaştığını sorduğunuzda, muhtemelen sıkı çalışmalarından, azimlerinden, harika koçlarından veya ebeveynlerinin fedakarlıklarından bahsedeceklerdir. Ancak, Ocak ayında doğmuş olmanın şansını muhtemelen kabul etmeyeceklerdir. Oysa, birçok yıl üst düzey liglere seçilen hokey oyuncularının %40'ı yılın ilk çeyreğinde doğarken, dördüncü çeyrekte doğanların oranı sadece %10'dur. Erken bir doğum günü, profesyonel hokey oyuncusu olma olasılığınızı dört katına kadar çıkarabilir.
Bu eşitsizliğin nedeni, çocuk hokey ligleri için son başvuru tarihinin 1 Ocak olmasıdır. Yılın ilk bölümünde doğanlar, ligdeki yılın sonlarında doğan çocuklara göre biraz daha yaşlı ve dolayısıyla ortalama olarak daha büyük ve daha hızlıdır. Bu ilk avantajlar, genç yaşta daha fazla buz süresi, daha fazla turnuva ve daha iyi koçluk almalarına yol açar. Bu avantajlar yıllar geçtikçe birikerek, profesyonel seviyeye gelindiğinde doğum günlerinin yılın başına doğru yoğunlaşmasına neden olur. Ancak, herhangi bir profesyonel hokey oyuncusu doğum günü için minnettar hisseder mi? Muhtemelen hayır. Hepimiz böylesine şanslı olaylara karşı büyük ölçüde kayıtsızızdır.
Refah ve Şans: Doğduğumuz Ülkenin Önemi
Çoğumuzun sahip olduğu en önemli şanslardan biri, refah içinde bir ülkede doğmaktır. Dünya genelinde insanların elde ettiği gelirin yaklaşık yarısı, yaşadıkları ülke ve o ülkenin gelir dağılımı ile açıklanmaktadır. Örneğin, dünyanın en düşük kişi başına düşen gayri safi milli gelirine sahip olan Burundi'de doğduysanız, yıllık sadece 730 dolar ile ne kadar zeki veya çalışkan olursanız olun, yetişkin olarak çok fazla kazanmanız pek olası değildir.
Başarıda Yetenek ve Şansın Kesişimi
Birçok insan, başarılarında şansın büyük bir rol oynadığını belirtmekten rahatsız olur. Eğer sadece koşullarımızın bir ürünü isek, sıkı çalışmamız ve yeteneğimizin hiçbir önemi kalmamış gibi hissedilebilir. Ancak gerçek şu ki, başarı için hem yeteneğe hem de şansa ihtiyacınız vardır. Örneğin, sekiz atletizm dünya rekorunun yedisinde, rekoru kıran atletler rüzgar desteği almıştır. Bu atletler altın madalya kazanma yeteneğine sahipti, ancak dünya rekoru kırmak için biraz da şansa ihtiyaç duydular.
Rekabetin yoğun olduğu durumlarda, şansın önemi daha da artar. NASA astronotlarının son sınıfını düşünün. 2017'de 18.300'den fazla başvuru arasından sadece 11 kişi seçildi. Bir simülasyon, astronotların %95 yetenek ve %5 şansla seçildiğini varsaydığında bile, seçilen astronotların ortalama şans puanının 94.7 olduğunu gösterdi. Bu, şansın sonucun sadece %5'ini oluşturmasına rağmen, seçilen 11 kişiden 9 veya 10'unun, şansın hiçbir rol oynamaması durumunda farklı olacağı anlamına geliyor. Rekabetin şiddetli olduğu durumlarda, yetenekli ve çalışkan olmak önemlidir, ancak başarıyı garanti etmek için yeterli değildir; aynı zamanda bir şansa da ihtiyacınız vardır.
Şansın Göz Ardı Edilmesi ve Toplumsal Sonuçları
Genellikle iyi şansımızın farkında değilizdir, çünkü tanım gereği bu bizim yaptığımız bir şey değildir. Bu durum, başarılı insanların dünyayı adil olarak görmesine ve kendilerinden daha az başarılı olanları daha az yetenekli veya daha az çalışkan olarak değerlendirmesine yol açar. Bu bakış açısı, onların cömert olmaya ve topluma geri vermeye daha az eğilimli olmalarına neden olur. Oysa bir ülkenin sunduğu imkanlar, önceki nesillerin çabalarıyla inşa edilmiştir.
İyi haber şu ki, şanslı koşullarımızı kabul etmek sadece gerçeklikle daha uyumlu olmamızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bizi daha sevimli yapar. Bir çalışmada, bir biyoteknoloji girişimcisiyle yapılan röportajın transkriptini okuyan katılımcılar, girişimcinin başarısını şansa bağladığı versiyonu okuduklarında, girişimciyi daha nazik bulmuş ve onunla yakın arkadaş olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu düşünmüşlerdir. Şanslı olayların farkındalığımızı artırmak, minnettarlık duymamızı sağlayarak bizi daha mutlu da edebilir.
Başarıya Giden Paradoksal Yol
Başarılı olmak istiyorsanız, paradoksal bir tavsiye izlemeniz gerekir: İlk olarak, kaderinizin tamamen sizin kontrolünüzde olduğuna ve başarınızın sadece kendi yeteneğiniz ve sıkı çalışmanızdan kaynaklandığına inanmalısınız. Ancak ikinci olarak, bunun ne sizin ne de başkası için doğru olmadığını bilmelisiniz. Bu nedenle, başarıya ulaştığınızda şansın önemli bir rol oynadığını unutmamalı ve iyi şansınız göz önüne alındığında, başkalarının şansını artırmak için elinizden geleni yapmalısınız.
Bu video, Veritasium kanalının yaratıcısı Derek Muller'in kendi deneyimlerinden ve araştırmalardan yola çıkarak şansın başarıdaki rolünü anlattığı bir içeriği temel almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Başarı, Şans, Çok Çalışma, Egocentric Bias, Şansın Rolü, Psikoloji, Toplumsal Eşitsizlik, Minnettarlık, Veritasium, Derek Muller, snatomsX.



Yorumlar