Bağırmadan davranış eğitimi ve pozitif disiplin (Sizi dinlemelerini sağlayın)
- Ekrem Başarı
- 4 gün önce
- 4 dakikada okunur
Araştırmalar, ebeveynlerin %98'inin çocuklarına bağırdığını gösteriyor ve bu durum, çocuk gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Bu makalede, bağırmanın altında yatan nedenleri inceleyecek, pozitif disiplin yöntemlerini keşfedecek ve çocuklarınızla daha sağlıklı bir iletişim kurmanın yollarını öğreneceksiniz. Amacım, hem sizin hem de çocuğunuzun daha mutlu ve huzurlu bir ilişkiye sahip olmasını sağlamak. Unutmayın, bağırmak bir çaresizlik değil, aşılabilir bir ebeveynlik tutumudur.
Bağırmanın Kaynağı: Neden Sesimizi Yükseltiriz?
Çocuklarımızın dinlemediğini düşündüğümüzde, hele ki zaten yorgun ve stresli bir günün ardından, sakin kalmak ve o anın hararetinde kendimizi kontrol etmek gerçekten zor olabilir. Hayal kırıklığı ve sabırsızlık hissi, fiziksel olarak da kendini gösterir: kan basıncımız yükselir, nefes alış verişimiz değişir ve bu durum bizi bağırmaya iter.
Bağırma genellikle altta yatan bir sorunun belirtisidir. Belki evdeki dağınıklık, sürekli tekrarlanan talepler, iş stresi veya yetişme telaşı gibi dış faktörler bizi bu noktaya getirir.
Çocuklar, ebeveynlerin sınırlarını zorlamakta ustadırlar ve bu zorlama anlarında bağırmak en kolay tepki gibi görünebilir. Ancak, bağırmayı gerçekten bırakmak istiyorsanız, öncelikle bu davranışın kökenine inmelisiniz.
Genellikle bağırmamızın gerçek sebebi, dış etkenlerden ziyade kendi iç dünyamızdır. Hazırlıksız, stresli, meşgul ve bunalmış hissettiğimiz anlarda sesimizi yükseltmeye daha meyilli oluruz. Neyse ki, bu döngüyü kırmak ve daha dingin bir ebeveyn haline gelmek mümkündür.
Sorunun kaynağına inmek ve küçük değişiklikler yapmak, bağırmayı önleyebilir.
Ebeveynler, kendi sinyal sistemlerini okumayı öğrendiklerinde, bağırmadan durumu daha etkili bir şekilde yönetebilirler. Bu, hem sizin suçluluk hissetmenizi önler hem de çocuğunuzu cesaretini kırmaz.
Bağırmak Neden İşe Yaramaz? Araştırmalar Ne Gösteriyor?
Birçok ebeveyn, bağırmanın çocuklarına söz geçirmek için en etkili yol olduğunu düşünür. Ancak bu düşünce, bilimsel araştırmalarla desteklenmemektedir. Aslında tam tersi doğrudur.
Bağırmak, anlık bir çözüm gibi görünse de uzun vadede çocuklarda daha fazla disiplin sorununa ve kötü davranışlara yol açar.
Pittsburgh Üniversitesi ve Michigan Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, ebeveynleri tarafından sert sözel disipline, bağırmaya veya hakarete maruz kalan ergenlerin, bir yıl sonra daha yüksek oranda davranış problemleri ve depresyon yaşadığını ortaya koymuştur.
Bu çalışma, 13-14 yaşlarındaki 976 ergeni incelemiş ve bağırmanın ne kadar yaygın olduğunu da gözler önüne sermiştir. İki yaşına gelmiş çocukların ebeveynlerinin %90'ı, beş yaşına gelmiş çocukların ebeveynlerinin ise %98'i son bir yıl içinde çocuklarına bağırmıştır. Bu oranlar, ebeveynlerin ne kadar yaygın bir sorunla karşı karşıya olduğunu gösterir. Ancak önemli olan, bu durumu kabul edip değiştirmek için adım atmaktır.
Araştırmalar ayrıca, çocukların ebeveynleri tarafından sevildiklerini ve desteklendiklerini hissetseler bile, sert sözlerin ve bağırmanın olumsuz etkisinin daha baskın olduğunu kanıtlamıştır. Bu, çocuklarımızın olumlu sözlerden çok, öfkeyle söylenen olumsuz sözleri hatırladığı anlamına gelir. "Tembel" gibi etiketleyici kelimeler veya sert bir ton, çocuklarda değersizlik, yetersizlik ve güvensizlik duyguları yaratır.
Bu duygular, onların ruh sağlığı üzerinde kalıcı izler bırakabilir.
Unutmayın, bağırmak sadece çocuğunuzun dışarıdan nasıl davrandığını değil, içeride nasıl hissettiğini de etkiler.
Pozitif Ebeveynlik: Bağırmadan Davranış Eğitimi Mümkün mü?
Pozitif ebeveynlik, çocukla iletişim ve karşılıklı saygıya dayalı, güçlü ve derin bir bağ kurmayı hedefler. Bu yaklaşım, sadece neyin yapılacağını değil, aynı zamanda neden yapılacağını da öğretmeye odaklanır.
Çocuklara anlık bir ceza vermek yerine, öz kontrol becerilerini geliştirmeyi amaçlar. Bu yaklaşım, bağırmanın altında yatan nedenleri anlamaya ve alternatif yollar bulmaya (örneğin, sakinleşene kadar odadan uzaklaşmak ve sonra çocukla konuşmak gibi) odaklanır.
Pozitif ebeveynlik yöntemleri, çocuklar üzerinde olumlu sonuçlar yaratır. Bu yöntemlerle büyüyen çocuklar, daha iyi davranışlar sergiler, daha sağlıklı bir zihinsel duruma sahip olur ve genel olarak hayata daha olumlu bakarlar. Akademik başarıları ve özsaygıları da daha yüksektir.
Pozitif ebeveynliğin temelinde, çocuklara kuralları ve sonuçlarını öğretmek yatar. Bir kuralı neden koyduğunuzu açıklamak, çocuğunuzun o kurala uymasını sağlamanın en etkili yollarından biridir.
Çocuklar, bir kuralın ardındaki mantığı anladıklarında, ona uymaya daha istekli olurlar. Çocuklarınıza bağırmayı bırakmak istiyorsanız, onlara hakim olmak yerine rehberlik etmeyi hedeflemelisiniz.
Kendi çocukluğunuzdan örnekler düşünün.
Öğretmenlerinizin veya ebeveynlerinizin size nasıl yaklaştığı, sizin davranışlarınızı nasıl etkiledi?
Pozitif ebeveynlik, çocukları karar alma sürecine dahil ederek onlara sorumluluk duygusu kazandırır.
Örneğin, evde uyulması gereken kuralları birlikte belirlemek, çocukların bu kurallara daha çok sahip çıkmasını sağlar. Böylece, bir kural ihlalinde bağırmaya gerek kalmaz, çünkü sonuç zaten bellidir:
Kural İhlali = Ayrıcalık Kaybı.
Bu sistemde çocuklar, kendi seçimlerinin sorumluluğunu almayı öğrenirler ve bu da onların uzun vadede daha bilinçli bireyler olmalarına yardımcı olur.
Bağırma İsteğini Nasıl Kontrol Ederiz?
Bağırma dürtüsüyle karşılaştığınızda, bu dürtüyü kontrol altına almanın birkaç yolu vardır:
Rol Model Olun: Unutmayın, çocuklar sizi taklit eder. Eğer siz sinirlendiğinizde bağırıyorsanız, onlar da sinirlendiklerinde bağırmayı öğrenirler. Sizin sakin ve kontrollü davranışınız, onlara zor durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini öğretecektir.
Fısıldama Tekniğini Deneyin: Yüksek sesle konuşmak yerine fısıldamak, çocuğunuzun dikkatini çekmek için harika bir yoldur. Çocuklar, ne söylediğinizi duymak için duracak ve sizi dinleyeceklerdir. Bu aynı zamanda durumun gerginliğini de azaltır.
Doğal Sonuçlara İzin Verin: Çocuklar, yaptıkları hataların doğal sonuçlarını yaşadıklarında en iyi şekilde öğrenirler. Eğer oyuncaklarını toplamazlarsa kaybolacaklarını bilirlerse, bir dahaki sefere daha dikkatli olurlar. Bu durumda, sizin bağırmanıza gerek kalmaz, çünkü sonuç zaten kendiliğinden konuşur.
Onların Çocuk Olduğunu Hatırlayın: Çocukların bazen mantıksız ve fevri davrandığını unutmayın. Onlar henüz olgunlaşmamış bireylerdir ve bu anlar, onlara bir şeyler öğretmek için birer fırsattır.
Kendinizi Affedin ve Özür Dileyin: Mükemmel ebeveyn yoktur. Eğer bağırdığınızı fark ederseniz, kendinize karşı nazik olun ve çocuğunuzdan özür dileyin. Bu, hem sizin insan olduğunuzu gösterir hem de çocuğunuza özür dilemenin ne kadar önemli olduğunu öğretir.
Çocuğunuzla Konuşun, Çocuğunuza Konuşmayın: Çocuğunuzla birebir ve karşılıklı bir diyalog kurmaya özen gösterin. Bu, onun duygularını ve düşüncelerini anlamanıza yardımcı olur. Söylediği şeyler sizi üzse bile, neden böyle davrandığını anlamaya çalışın. "Bu davranışın beni gerçekten üzüyor" gibi cümleler, durumu onun da anlamasını sağlar ve bir çözüm bulma yolunu açar.
Sonuç
Ebeveynlerin %98'inin çocuklarına bağırdığı gerçeği, bu sorunun ne kadar yaygın olduğunu gösterir. Ancak bu durum, değiştiremeyeceğiniz bir kader değildir.
Unutmayın, bağırmak bir çaresizlik değil, aşılabilir bir ebeveynlik sorunudur. Bağırmanın altında yatan kendi stres kaynaklarınızı tanıyarak ve pozitif disiplin yöntemlerini uygulayarak, çocuklarınızla daha sağlıklı ve saygılı bir ilişki kurabilirsiniz.
Bağırmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır, bu nedenle daha bilinçli ve sevgi dolu yaklaşımlara yönelmek hem sizin hem de çocuğunuzun uzun vadeli mutluluğu için kritik öneme sahiptir. Sabırlı olun, kendinize ve çocuğunuza karşı nazik davranın. Unutmayın, sizden öğrendikleri sadece sözleriniz değil, davranışlarınız ve onlara nasıl davrandığınızdır.
Bugün attığınız her adım, çocuğunuzun gelecekteki benliğini şekillendiriyor.
Yorumlar