Bu 5 Üretkenlik Alışkanlığını Takip Etmeden Ertelemeyi Bırakmayacaksınız

Gerçekçi beklentiler belirleyerek, mümkün olduğunda yüksek üretkenlik göstererek ve olumlu bir zihniyeti benimseyerek üretkenliğinizi nasıl artırabileceğinizi burada bulabilirsiniz.

Matematik KULÜBÜ Summer 25

Önemli Çıkarımlar

• Ertelemeyle mücadele etmek için hatırlatıcılar ayarlayarak, dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınarak ve ulaşılabilir hedefler oluşturarak görevleri önceliklendirin.

• Temel görevlere odaklanarak ve gereksiz dikkat dağıtıcı şeylere hayır diyerek "parlak top sendromundan" kaçının.

Erteleme, hayatta ve işte yaygındır. Günlük olarak konuştuğum çoğu kişi, birçok farklı görevi bir arada yürütmeye çalışıyor gibi görünüyor ve bu da bazı şeylerin unutulmasına yol açabiliyor.

Bu makalede, ertelemenin ardındaki nedenlere odaklanacağım ve ertelemeyi yenmek için nihai hedefle iş üretkenliğinizi artırmanın beş yolunu ana hatlarıyla açıklayacağım.

Sorun 1: Çok Fazla Şapka Takmak

Ebeveynlik, aynı anda birden fazla rolü üstlenmektir: aşçı, şoför, öğretmen, hemşire, oyun arkadaşı, hakem... Bu kadar çok sorumluluk varken, her şeye yetişmeye çalışmak bunaltıcı olabilir ve odaklanmayı zorlaştırabilir. Günün sonunda, en önemli şeylere ayıracak enerji kalmayabilir. Tıpkı aynı anda birkaç işi yönetmeye çalışan bir girişimci gibi, ebeveynler de tüm bu rolleri mükemmel bir şekilde yerine getirmeye çalışırken kendilerini tüketebilirler. Unutmayın, tek bir alana odaklanmak, o alanda daha başarılı olmanızı sağlar. Belki de bugünün odak noktası sadece "iyi bir dinleyici olmak" veya "çocuklarla kaliteli 15 dakika geçirmek" olabilir.

Sorun 2: "Anne, Bak!" Sendromu (Parlak Nesne Sendromu)

Ebeveynlikteki "parlak nesne sendromu" sürekli kesintiye uğramaktır. Tam çamaşırları katlamaya başlamışken bir çocuğunuz su ister, diğeri oyuncağını bulmanızı rica eder, o sırada telefonunuza okuldan bir bildirim düşer. "Anne, bak!", "Baba, gelsene!" sesleri, o an yapmaya çalıştığınız işi bırakıp anlık isteklere yönelmenize neden olur.

Her isteğe anında koşmak sevgi dolu bir davranış gibi görünse de, bu durum günün sonunda hiçbir işi tam olarak bitirememenize yol açar. Bazen durup "Bir saniye, şunu bitirip hemen geliyorum," demek, hem kendi zamanınızı yönetmenizi sağlar hem de çocuklarınıza sabırlı olmayı öğretir.

Sorun 3: Bitmeyen "Yapılacaklar" Listesi

Zihninizdeki "yapılacaklar" listesi o kadar uzun ki, nereden başlayacağınızı bilemiyorsunuz. Bu bunalmışlık hissi, genellikle en kolay ve en hızlı olan işlere yönelmemize neden olur. Örneğin, evi süpürmek yerine sadece tezgâhı silmek gibi.

Bu durumda işe yarayan bir yöntem, hızlı zaferler kazanmaktır. Yapılacaklar listenizdeki 5-10 dakikadan az sürecek birkaç maddeyi (örneğin, çöpü çıkarmak, bulaşık makinesini boşaltmak) hemen yapın. Liste kısaldıkça kendinizi daha az bunalmış hisseder ve daha büyük işlere (örneğin, haftalık yemek planı yapmak) başlamak için motivasyon bulursunuz.

İşte ertelemeyi yenerek ebeveynlikte tükenmişliği azaltmanın 5 yolu:

1. Hatırlatıcılar Hayat Kurtarır

Telefonunuzdaki alarmlar, takvim bildirimleri ve buzdolabına yapıştırdığınız notlar en iyi dostlarınızdır. Okul gezisi için son ödeme tarihi, doktor randevusu veya çocuğunuzun ilacının saati… Bunlar için hatırlatıcılar kurun. Hatta ertelediğiniz bir iş için (örneğin, kışlık kıyafetleri kaldırmak) kendinize birkaç farklı saatte hatırlatıcı kurarak kendinizi nazikçe "dürtmek", sonunda o işe başlamanızı sağlayabilir.

2. Sözlerinizi Akıllıca Seçin (Asla Aşırı Söz Verip Eksik Kalmayın)

Çocuğunuza kesin bir zaman sözü verip bunu yerine getiremezseniz, hayal kırıklığı ve öfke nöbetleri kaçınılmazdır. "Öğle yemeğinden hemen sonra parka gideceğiz" demek yerine, daha esnek bir ifade kullanın: "Bugün öğleden sonra parka gitmeyi planlıyoruz."

Bu şekilde kendinize esneklik payı bırakır ve baskı altında hissetmezsiniz. Üstelik söz verdiğinizden daha erken parka giderseniz, çocuğunuzun gözünde bir kahraman olursunuz!

3. Dikkat Dağıtıcıları Ortadan Kaldırın (Özellikle Telefonu!)

Ertelemenin en büyük nedenlerinden biri dikkat dağıtıcılardır. Çocuğunuzla ödev yaparken veya sadece 15 dakika oyun oynarken telefonunuzu sessize alın ve başka bir odaya koyun. O anın bölünmesine izin vermeyin. Belirli görevler için kendinize "dikkat dağıtıcıların olmadığı" zaman dilimleri ayırmak, hem işi daha hızlı bitirmenizi sağlar hem de sevdiklerinizle daha kaliteli zaman geçirmenize olanak tanır.

4. Ulaşılabilir Hedefler Belirleyin ("Süper Anne/Baba" Olmak Zorunda Değilsiniz)

Sosyal medyadaki "mükemmel" ebeveyn profilleri yüzünden kendinize ulaşılmaz hedefler koymayın. "Bugün bütün evi baştan aşağı temizleyeceğim" yerine, "Bugün sadece salonu toplayacağım" gibi yönetilebilir bir hedef belirleyin. Gerçekçi hedefler, sizi hayal kırıklığından ve başarısızlık hissinden korur. Bu duygular, ertelemenin en büyük tetikleyicilerindendir.

5. Her Şey Bakış Açısında Gizli (Zihniyet)

Bakış açınız her şeydir. Olumsuzluklara odaklanmak yerine, başardığınız küçük şeyleri kutlayın. "Ev yine dağınık, ben beceriksiz bir anneyim" demek yerine, "Bugün evi toplayamadım ama çocuğumla harika bir oyun oynadım ve onun kahkahalarını duydum" deyin. Kendinize karşı şefkatli olun.

Bu yazıyı okuyarak ertelemeyi yenmek için ilk adımı attınız. Şimdi harekete geçme zamanı. Yapılacaklar listenizi önceliklendirin, hatırlatıcılar kurun ve dikkat dağıtıcıları belirleyin. Hedeflerinizin gerçekçi olduğundan emin olun. Doğru planlama ve kendinize olan inancınızla daha az erteleyecek, ebeveynliğin tadını daha çok çıkaracaksınız.

Yazar Hakkında

Ekrem BAŞARI, eğitim teknolojileri ve gamification temelli öğrenme alanlarında uzmanlaşmış bir stratejik eğitim danışmanıdır. Özellikle K12 çağındaki çocukların öğrenme motivasyonunu artırmaya yönelik projeler geliştirir. Türkiye'de ve globalde çeşitli özel kurumlarla çalışarak yüzlerce öğrenciye ulaşan Ekrem BAŞARI, aynı zamanda matematiksel düşünmenin küçük yaşta nasıl şekillenmesi gerektiği üzerine içerikler üretir. Kurucusu olduğu Matematik KULÜBÜ’nde ve ortaokul çağındaki kardeşi, küçük yeğenleriyle geçirdiği zamanlar, hem akademik hem de pedagojik perspektifine sahada derinlik kazandırır. Öğrenmenin bir oyun gibi hissettirilmesi gerektiğine inanır; bu yüzden hazırladığı programlar, çocukların merakını ve içsel motivasyonunu tetikleyecek şekilde tasarlanır.