PBL Yanılgısı | Sosyal Medya Hakkında Bir Hikaye | Deneyim Odaklı Eğitim - “Gamification"
- Ekrem Başarı
- 3 Tem
- 2 dakikada okunur
2008'de Facebook ve sonraki yıllarda YouTube, Twitter (X) ve Instagram'ın yükselişi ile birlikte sosyal medyada çocuk gelişimi alanında da bir "uzman patlaması" yaşandı.

Ebeveynler kendilerini "çocuk gelişimi uzmanı", "pozitif ebeveynlik koçu" veya "çocuk psikolojisi danışmanı" olarak tanıtan kişilerin tavsiyelerine maruz kaldı. Daha önceden yerel küçük bir bölgede çalışan ve burada sınırlı deneyim kazanan kişilerin, hiç görmedikleri, tanımadıkları ebeveyn ve çocuklara sosyal medya üzerinden her birinin hayatını olumlu yönde değiştirebilecek güçlü ve özel mesajlar verebilmesini beklemek gerçekçi değildi.
Bu fenomenin başlangıcında, uzmanların bazıları davranışçı, bazılarıysa aşırı koruyucu yaklaşımları savunuyordu. Sanki tüm çocukların gelişim aşamaları aynı yaşta aynı olmak zorundaymış gibi tek tip bir gelişim modelini savunanlar da vardı. Ebeveynlere sadece genel çerçeveyi sunan bu paylaşımlar viral oldu ama bu çerçeveyi nasıl içerikle dolduracakları konusunda o dönem için onları yalnız bıraktılar.
"Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin" önerisi kulağa harika geldi. Ancak bu kaliteli zamanın nasıl yapılandırılacağı, hangi etkinliklerin çocuğun bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimini destekleyeceği konusunda günümüz ebeveynlerinin yoğun hayatlarında uygulayabilecekleri somut, pratik ve anlaşılır önerilerin de paylaşılması gerektiğini fark etmeleri hatırı sayılır bir zaman aldı.
Oyunun Özü vs. Kabuğu
Gerçek çocuk gelişimi uzmanları, öğretmenler, bilinçli ebeveynler çocuk gelişiminin sadece dış davranışların kontrolünden ibaret olmadığını bilirler. Onlar, çocuk gelişiminin "özüne" odaklanırlar:
Çocuğun içsel motivasyonunu ve merak duygusunu nasıl destekleyeceğiniz konusunda pratik rehberlik
Her çocuğun benzersiz öğrenme stiline ve ilgi alanlarına uygun kişiselleştirilmiş stratejiler
Gelişimin farklı yönlerini (bilişsel, duygusal, sosyal, fiziksel) bütünsel olarak ele alan yaklaşımlar
Sadece "ne yapmalı" değil, "nasıl yapmalı" konusunda somut örnekler ve uygulamalar
Deneyim Odaklı Eğitim ve Gamification’ın öğrenciyi, onun duygularını merkeze alması gibi, gerçek çocuk gelişimi danışmanlığı da çocuğun ihtiyaçlarını, ilgilerini ve motivasyonlarını merkeze alan bir yaklaşım gerektirir. Klasik eğitim, davranışçı yaklaşımlar, MEB müfredatı çocuğu sadece belirli becerileri kazanması gereken bir varlık olarak görür.
Deneyim Odaklı Eğitim, çocuğun bir insan olduğunu kabul ederek içsel motivasyonunu, yaratıcılığını, kişisel hikayesini ve özerkliğini desteklerken, klasik eğitim sadece dış davranışların kontrolüne ve ölçülebilir sonuçlara odaklanır.
Klasik eğitim yaklaşımı benimseyenler, çocuk gelişimini dış motivasyonlara bağlı kılar: "Bunu yaparsan şunu kazanırsın," "Bu davranışı gösterirsen ödül alırsın."
Deneyim Odaklı Eğitimi benimseyen uzman, öğretmen ve ebeveynler ise çocuğun içsel motivasyonunu güçlendirmeye odaklanır:
"Çocuğumuz matematik kavramlarını gerçek dünya bağlamında nasıl keşfedebilir?"
"Çocuğumuzun doğal merakını nasıl besleyebiliriz?"
Bu yüksek farkındalıklı bireyler çocukların gelişiminde gerçek değer yaratmaya odaklanırlar.
Geleceğe Bakış
Sosyal medyada çocuk gelişimi konusunda zamanla daha sofistike ve değer odaklı yaklaşımlar gelişecektir. Bugünün bilinçli ebeveynleri, çocuklarının sadece dış davranışlarını değil, içsel motivasyonlarını, merak duygularını, yaratıcılıklarını ve özerkliklerini de destekleyen yaklaşımlar aramaktadır.
Bu blog serisinin başlığı Deneyim Odaklı Eğitim - “Gamification" olduğu için, amacım ebeveyn ve öğretmen okuyucularımın, çocukların çoğu zaman hayatlarının merkezine koydukları oyunlardaki sırlarda ustalaşmalarına ve bu uzmanlığı eğitim ve öğrenme süreçlerine kolaylıkla uygulamalarına yardımcı olacak bir strateji kılavuzu oluşturmaktır. Bu makale serisinin içeriğini özümsediğinizde, danışmanlık verdiğim birçok yabancı ve yerli okulun, oyun ve eğitim teknolojileri şirketinin on binlerce lira ödeyerek edindiği bilgilere sahip olacaksınız.
Nihai hedefim, Deneyim Odaklı Eğitim’in sadece Matematik KULÜBÜ’nde değil tüm eğitim camiasında yaygın olarak benimsenmesini sağlamaktır.
Sürdürülebilir şekilde daha keyifli ve üretken bir eğitim dünyası yaratmak için derin bir kaygı duyuyorum. Bu dünyada, öğrencilerin yapmak zorunda oldukları şeylerle yapmak istedikleri şeyler arasında büyük bir ayrım olmayacak. Eğitim ve öğrenme, yaptığımız her şeyden keyif aldıkça daha iyi hale gelecektir.
Önümüzdeki yazıda "Oyunlar gerçekten insanları ve çocukları motive etme gücüne sahip mi?" sorusuna bakacağız.
Ekrem BAŞARI
Comments