Oyunlar Gerçekten Motive Ediyor mu? | Zor İşler | Deneyim Odaklı Eğitim - “Gamification”
- Ekrem Başarı

- 10 Tem
- 3 dakikada okunur
Geçen hafta "PBL Yanılgısı | Sosyal Medya Hakkında Bir Hikaye" yazısında ele aldığımız gibi, oyunlar insanları uzun süre boyunca meşgul etme, oyuncular arasında güçlü ilişkiler ve topluluklar kurma ve aynı zamanda yaratıcı potansiyellerini geliştirme konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahiptir. Peki, sıkça sorulan şu kritik soruya gelelim:
"Oyunların insanları gerçekten motive etme gücü var mı?"

"Zor İş" Algısı ve Oyunların Farkı
Günümüzde birçok kişi, özellikle de ebeveynler, yeni neslin güçlü bir çalışma azmine sahip olmadığını düşünme eğilimindedir. Onların disiplinsiz olduğu, kolayca dikkatlerinin dağıldığı ve zorluklar karşısında yeterince sebat göstermediği gibi şikayetler sıkça verdiğim eğitim danışmanlıklarında ve Instagram gelen kutumda dile getiriliyor. Fakat söz konusu oyun oynamak olduğunda, aynı gençler inanılmaz bir çalışma azmi sergiliyorlar. Birçoğu, sadece oyun oynamak veya kurgusal karakterlerinin seviyesini yükseltmek için sabahın erken saatlerinde ebeveynlerinden gizlice uyanıyor.
Bu durumun arkasındaki motivasyon nedir?

Eğer daha önce bir RPG (Rol Yapma Oyunu) oynadıysanız, "seviye atlama" eyleminin genellikle aynı aşamada saatlerce aynı canavarları tekrar tekrar yenmeyi gerektirdiğini bilirsiniz. Candy Crush veya Angry Birds gibi mobil oyunlar bile, seviye atlamak ve ilerlemek için haftalarca veya aylarca aynı tekrarlayan eylemi (kuş fırlatma ve mücevher eşleştirme) gerektirir.
Oyun dünyasında buna "öğütme" (grinding) denir ve hem çocuklar hem de yetişkinler için şaşırtıcı derecede eğlenceli ve bağımlılık yapıcıdır. Gerçek dünyada ise bu tür tekrarlayan ve zahmetli işlere genellikle "zor iş" denir.
Oyunlarda Motivasyonun Kaynağı: Anlam ve Başarı Hissi

Genel olarak, hiç kimse zor iş yapmayı sevmez; zor işi tamamlamak güçlü bir çalışma azmi ve irade gerektirir. Ancak "disiplinsiz" veya "sorumsuz" olarak varsayılan bu aynı gençler, uykudan fedakarlık edip ceza alma riskini göze alarak, eğlence uğruna görünüşte anlamsız zor işleri tamamlarlar.
Neden mi?
Çünkü karakterlerini geliştirmek için heyecanlıdırlar. O ekstra +5 güce sahip olmak ve yeterince yüksek bir seviyeye ulaşana kadar yenemeyecekleri zorlu bir karakteri alt etmek için yeni oyun becerileri kazanmak isterler.
Bunu yapıyorlar çünkü büyük resmi, yani "neden" yaptıklarını görüyorlar. Bu başarı hissini ve ayrıca belirli stratejileri geliştirme ve optimize etmede yaratıcılıklarını kullanmayı seviyorlar. Bu hisleri o kadar çok istiyorlar ki, yollarına çıkan her şeyi ister angarya iş olsun isterse başka bir şey acilen yapmak istiyorlar.
Gamification: Çalışma Hayatında Yeni Bir Vizyon
Şimdi, yapmanız gerekenler ile yapmak istedikleriniz arasında hiçbir ayrımın olmadığı bir dünya hayal edin. Her şeyin eğlenceli ve ilgi çekici olduğu, her sabah uyanıp önünüzdeki zorluklarla başa çıkmak için can attığınız bir dünya. Angarya işler, güçlü motivasyonel faktörlerin etkisiyle anlaşıldığında bambaşka bir anlam kazanıyor. İşte bu, iyi tasarlanmış gamification kurgusunun yaratabileceği vaat ve vizyondur.
Geleceğe Bakış
Bir sonraki Deneyim Odaklı Eğitim yazımda, sektörde birçok profesyonel ve tanınmış kurumun "Gamification" adı altında genellikle sadece oyunların yüzeysel yönlerine odaklandığından bahsedeceğim. Oysa gerçek oyun deneyimi bundan çok daha kapsamlı ve derindir. Etkili Gamification dış motivasyondan ziyade asıl dayanması gereken temel unsurlar ve kullanıcıya neler sunması gerekir konusunu ele alacağım.
Bu blog serisinin başlığı Deneyim Odaklı Eğitim - “Gamification" olduğu için, amacım ebeveyn ve profesyonel dünyadan okuyucularımın, çocukların çoğu zaman hayatlarının merkezine koydukları oyunlardaki sırlarda ustalaşmalarına ve bu uzmanlığı eğitim ve öğrenme süreçlerine kolaylıkla uygulamalarına yardımcı olacak bir strateji kılavuzu oluşturmaktır. Bu makale serisinin içeriğini özümsediğinizde, danışmanlık verdiğim birçok okulun ve eğitim teknolojileri şirketinin on binlerce lira ödeyerek edindiği bilgilere sahip olacaksınız.
Nihai hedefim, Deneyim Odaklı Eğitim’in sadece Matematik KULÜBÜ’nde değil tüm eğitim camiasında yaygın olarak benimsenmesini sağlamaktır.
Sürdürülebilir şekilde daha keyifli ve üretken bir eğitim dünyası yaratmak için derin bir kaygı duyuyorum. Bu dünyada, öğrencilerin yapmak zorunda oldukları şeylerle yapmak istedikleri şeyler arasında büyük bir ayrım olmayacak. Eğitim ve öğrenme, yaptığımız her şeyden keyif aldıkça daha iyi hale gelecektir.
Ekrem BAŞARI



Yorumlar