top of page

60 Soruda Sıfır Doğru: Kaybettiğim Özgüveni, Yepyeni Bir Öğrenme Şeklinde Buldum.

By Luemen Rutkowski
By Luemen Rutkowski

Onuncu sınıfta Matematik Olimpiyatları Yaz Programı’na (MOP) davet edildiğimde kendime güvenim tamdı. Matematikte iyi olduğuma inanıyor, yeni zirvelere tırmanmaya hazır hissediyordum. Fakat MOP’ta geçirdiğim beş hafta boyunca önümde 60’tan fazla soru belirdi… ve bir tanesini bile çözemeden ayrıldım.


By Trym Nilsen
By Trym Nilsen

Bu deneyim, kendime duyduğum güveni yerle bir etmişti. İlk başta diğer öğrencilerin benden daha fazla formül bildiğini düşündüm. Benim kalın formül kâğıtlarım vardı, onların daha da fazlası olmalıydı, değil mi? Hayır. Acı gerçek şuydu: Onlar benden daha az formül biliyordu. Hatta çoğunun formül kâğıdı bile yoktu.


Sahte Altın: Formül Ezberi


ree

MOP’tan döndükten sonra katıldığım başka bir yarışmada, Sercan adında daha genç bir öğrenci formül kâğıtlarımı istedi. Benim çevremde bu kâğıtlar adeta kutsaldı: ezberlenir, elden ele dolaşmaz, en iyi öğrencilerin “gizli silahı” gibi görülürdü.

Ama MOP’taki deneyim bana şunu öğretmişti:


Formülleri ezberlemek matematik değildir.


Formül ezberi, tıpkı tarih dersi için yılları ezberlemek ya da yabancı dilde kelime fişlerini tekrarlamak gibiydi. Ezber, bilgi veriyor gibi görünse de gerçek öğrenmeyi sağlamıyordu. Bu yüzden kâğıtlarımı Sercan’la paylaştım. (O da kısa süre sonra bu sahte altının parlamadığını anladı ama hikâyesi mutlu bitti: %100 burslu çok iyi bir üniversiteye kabul aldı.)


Ezberle, Kullan, Unut Döngüsü


ree

MOP ile yerel yarışmalar arasındaki en büyük fark, “matematik” ile “problem çözme” arasındaki farktı. Çoğu öğrenci için matematik, belli başlı soru tiplerine uygun hazır taktiklerden ibaretti:


  • Problem A için Taktik A,

  • Problem B için Taktik B…


Okullarda bu yaklaşım “ezberle, sınavda kullan, sonra unut” döngüsüne dönüşebiliyordu. Ezberlenen bu hileler hızla unutuluyordu, çünkü aslında hepsi birkaç temel ilkenin farklı kılıflarından başka bir şey değildi.

MOP bana şunu öğretti:


Gerçek matematik, daha fazla formül bilmek değil; daha az ama güçlü araçları farklı problemlerde yaratıcı biçimde kullanabilmektir.

Matematiğin Ötesinde: Problem Çözme


ree

Lise yıllarım boyunca matematiği adeta yeniden öğrendim. Sonra ODTÜ’de organik kimya dersine kaydoldum. 200 kişilik sınıfta kısa sürede iki grup ortaya çıktı:


  1. Temel ilkeleri görenler: Her şeyin az sayıda prensipten türediğini fark edenler, dersi keyifle keşfetmeye başladı.

  2. Ezberleyenler: Her yeni bilgiyi ezberlenmesi gereken ayrı bir “nokta” olarak görenler, kısa sürede boğuldu.


Aradaki fark aslında kimyada değil, matematiği nasıl öğrendiklerinde gizliydi. Ezberci yaklaşımı benimseyenler kimyada da aynı hataya düşerken, problem çözme alışkanlığı olanlar başka alanlarda da hızla ilerleyebildi.


Neden Matematik?


Matematiği problem çözme öğretiminde kullanmamız tesadüf değil. Çünkü:


  • Matematik, en temel mantıksal disiplindir.

  • Argüman kurmayı ve doğruluğu test etmeyi en saf haliyle öğretir.

  • Sonuçlar nettir: “doğru” ya da “yanlış”. Yorum payı bırakmaz.


Tabii ki problem çözmenin tek yolu matematik değildir; ama en kısa ve en sağlam yollardan biridir.



Ezberciden Problem Çözücüye


Problem çözme, sadece matematik için değil hayat için de kritik bir beceridir.

  • Ezberci: Daha önce gördüğü problemleri çözebilir.

  • Problem çözücü: Hiç görmediği bir probleme de çözüm üretir.


Problem çözücü esnektir, uyum sağlar, yaratıcıdır. İşte bu yüzden gerçek matematik, ezberlemenin ötesine geçen bir yolculuktur.


✍️ Son söz: Matematikte asıl mesele daha çok formül bilmek değil, bildiklerini nasıl kullanacağını bilmektir. Ezber yerine problem çözmeye odaklanan öğrenciler, yalnızca sınavlarda değil, hayatın her alanında güçlü bir avantaja sahip olur.


Yazar Hakkında


Ekrem BAŞARI, eğitim teknolojileri ve gamification temelli öğrenme alanlarında uzmanlaşmış bir stratejik eğitim danışmanıdır. Özellikle K12 çağındaki çocukların öğrenme motivasyonunu artırmaya yönelik projeler geliştirir.


Türkiye'de ve globalde çeşitli özel kurumlarla çalışarak binlerce öğrenciye ulaşan Ekrem BAŞARI, aynı zamanda matematiksel düşünmenin küçük yaşta nasıl şekillenmesi gerektiği üzerine içerikler üretir.


Kurucusu olduğu Matematik KULÜBÜ üye öğrencileriyle, ortaokul çağındaki kardeşi ve yeğenleriyle geçirdiği zamanlar, hem akademik hem de pedagojik perspektifine sahada derinlik kazandırır.


Öğrenmenin bir oyun gibi hissettirilmesi gerektiğine inanır;  bu yüzden hazırladığı programlar, çocukların merakını ve içsel motivasyonunu tetikleyecek şekilde tasarlanır.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page