“Zeki” Görünme Baskısı
- Ekrem Başarı

- 3 gün önce
- 3 dakikada okunur
Ve Ebeveynler Bunu Nasıl Değiştirebilir?
“Anne, sadece cevabı söyler misin?”
Bu cümleyi kaç kez duydunuz?
Birçok ebeveyn için bu sahne tanıdık: Çocuk ödevin başında, biraz zorlandığında kalemi bırakıyor, yüzü asılıyor ve “Ne yapacağımı bilmiyorum” diyerek yardım istiyor. Siz de sabırla ilk adımı söylüyorsunuz, o “Ha tamam” deyip devam ediyor. Birkaç dakika sonra aynı şey tekrar yaşanıyor.

Aslında burada çocuğunuzun zorlanmasından daha önemli bir şey oluyor: “Yanılma korkusu” devreye giriyor. Çocuklar çoğu zaman yanlış yapmanın “başarısızlık” anlamına geldiğini düşünüyor. Ve bu inanç, öğrenmeyi derinlemesine deneyimlemelerinin önüne geçiyor.
İlgili makale: Evde Çocuklar İçin Oyunlaştırma: “Streaks” Yöntemi
Yanılma Korkusu Öğrenmenin Önündeki Görünmez Engel

Evde ödev yaparken ya da yeni bir beceri (örneğin satranç, resim ya da yeni bir spor) denerken çocukların bir kısmı hızlıca doğru cevabı bulmak ister. Yanılmaktan, yanlış yapmaktan ya da “bilmiyorum” demekten kaçınırlar. Bu durumun temelinde şu yanlış inanç yatar:
“Eğer yanlış yaparsam yeterince zeki değilim.”
Stanford Üniversitesi’nden eğitim araştırmacısı Jo Boaler, beynin en çok yanıldığımız anlarda geliştiğini söylüyor. Beyin, bir hata fark ettiğinde nöronlar arasında yeni bağlantılar kuruyor ve bu da öğrenmenin kalıcı hale gelmesini sağlıyor. Yani aslında “yanılmak”, beynin büyüme fırsatıdır.
İlgili makale: Çocuğunuzun Matematikle olan Bağlarını Güçlendirebilecek "Math-ish" Yaklaşımı | Prof Dr. Jo Boaler Standford Üniversitesi
Ama çocuklar “yanılmanın kötü bir şey” olduğuna inanırlarsa bu fırsatı kaçırırlar.
Evde Görülen Küçük Ama Önemli Sahne
Birçok çocuk, ödev yaparken şu şekilde davranır: Bir soruda takılır, hemen size döner:
“Anne, bu nasıl yapılıyor?”
Eğer cevabı hemen alırsa, o anlık bir rahatlama yaşar ama gerçek öğrenme beyinde gerçekleşmez.
Cevabı siz söylediğinizde, çocuğunuz sorunun çözümüne değil, cevabı bulmaya odaklanır. Oysa öğrenme, cevabı bulmadan önce yapılan denemelerde gerçekleşir.
Biraz kafa karışıklığı, deneme yanılma, “Acaba böyle mi olmalı?” gibi sorular, beynin öğrenme merkezini aktif hale getirir.
İlgili makale: Matematikte hemen pes eden çocuğa nasıl yaklaşılmalı!

“Zeki” Görünme Baskısı
Birçok çocuk için “doğru cevap” sadece bir bilgi göstergesi değil, aynı zamanda değer görmenin bir yolu haline gelir. Yanıldıklarında “aptalca bir hata yaptım” gibi iç konuşmalar başlar. Bu da onları daha dikkatli değil, daha temkinli ve pasif hale getirir. Yani öğrenme yerine, yanılmamayı yönetmeye çalışırlar.
Oysa gerçek zeka, hızlıca bilmekte değil, sabırla anlamaya çalışmakta gizlidir.
İlgili makale: Matematikte 'Kağıt Tembelliği : İşlemi Yazmamak Çocuğun Gelecekteki Başarısını Nasıl Etkiler?
Büyüme Zihniyeti: Çocuğunuza Öğrenmenin Gerçek Doğasını Hatırlatın
Boaler’in de vurguladığı gibi, “büyüme zihniyeti” (growth mindset) geliştiren çocuklar, zekayı doğuştan gelen bir özellik olarak değil, çabayla gelişen bir kas gibi görürler.Bu inancı desteklemek, çocuğunuzun öğrenme yolculuğundaki her küçük zorluğu farklı bir gözle görmesini sağlar.

Bir çocuk, “Yapamıyorum” dediğinde siz şu şekilde yönlendirebilirsiniz:
“Henüz yapamıyorsun ama denedikçe olacak.”
“Bu kısımda nerede takıldığını fark ettin mi?”
“Bir deneme daha yapalım, bakalım farklı bir sonuç çıkacak mı?”
Bu cümleler, çocuğunuza çabanın, sürecin ve yanılmanın öğrenmenin doğal parçaları olduğunu hatırlatır.
Evde Uygulayabileceğiniz Küçük Ama Etkili Stratejiler
1. “Cevabı Söylemeden” Destek Olun
Çocuğunuz yardım istediğinde hemen cevabı vermek yerine, süreçle ilgili sorular sorun:
“Sence ilk adım ne olabilir?”
“Bunu başka bir yoldan yapmayı düşündün mü?”
“Bu soruyu çözmek için hangi bilgilere sahipsin?”
Bu sorular, düşünme becerilerini güçlendirir ve “yanılmadan öğrenme” pratiği sağlar.
İlgili makale: "Anne çok yorgunum, bugün kitap okumasam olur mu?"
2. Hataları Normalleştirin
Yanlış bir cevap geldiğinde “Hayır, yanlış” demek yerine:
“Güzel deneme! Neden böyle düşündüğünü anlatır mısın?” diyebilirsiniz. Böylece hata, eleştirilen bir sonuç değil, tartışılan bir düşünce haline gelir.

3. Süreci Görünür Kılın
Doğru cevaba değil, sürece odaklanın. Örneğin:
“Bugün ne kadar çok denedin fark ettin mi?”
“Bu soruda pes etmedin, bu çok değerli.”
“Fark ettin mi, hata yaptığında daha iyi anlıyorsun?”
Bu tür geri bildirimler, çocuğunuzun motivasyonunu içsel hale getirir.
İlgili makale: Evde Çocuklar İçin Oyunlaştırma: " Rozetleri Kullanmak"

4. “Henüz” Sözcüğünü Kullanın
“Yapamıyorum” cümlesine küçük bir kelime ekleyin: “Henüz.”
“Yapamıyorum” → “Henüz yapamıyorum.” Bu, çocuğun beynine “Bu öğrenilebilir” mesajını gönderir.
Başlamak İçin Bir Yer
Bugünden itibaren çocuğunuzla birlikte küçük bir “öğrenme günlüğü” başlatabilirsiniz. Her gün sonunda şu soruları birlikte yanıtlayın:
Bugün hangi konuda biraz zorlandım?
Hangi hatayı yaptım ama sonra düzelttim?
Bugün denediğim için kendimle gurur duyduğum bir şey neydi?
Bu basit refleksiyon (yansıtma) rutini, çocuğunuzun hem öz farkındalığını hem de öğrenmeye olan güvenini artıracaktır.
Sonuç: Yanılmak, Öğrenmenin Doğal Hali
Çocuğunuzun “yanılma korkusu”, aslında her çocuğun içinde var olan keşfetme arzusunun önündeki küçük bir engeldir.
Ebeveyn olarak siz, bu korkuyu dönüştürebilecek en güçlü kişisiniz.
Ona hataların öğrenmenin düşmanı değil, yoldaşları olduğunu hatırlattığınızda, sadece ödev yapan değil, öğrenmekten keyif alan bir çocuk yetiştirmiş olursunuz.



Yorumlar